TOG Gaziantep Sosyal Komite tarafından düzenlenen ‘Gönülden Sohbetler’ etkinliğine Hatice Teyze Doğal Ürünler Markasının sahibi Işıl Tan, konuşmacı olarak katıldı. Tan, gerçekleştirdiği sunumlarda Anti-aging, leke tedavisi ve kilo verme üzerine kendi oluşturdukları doğal yağlarla sunulan şifa üzerine faydalı bilgiler aktardı. Gerçekleştirilen organizasyonun tüm gelirleri ise TOG Genç Kadın Fonu’na aktarıldı.

TÜM ÜRETİMLERİMİZİ İHTİYAÇLAR DOĞRULTUSUNDA GERÇEKLEŞTİRDİK

Tanınmış bir marka olan Hatice Teyze ürünlerinden bahsederek ismin markalaşma sürecinden de bahseden Tan, “Hatice Teyze ismini verme sürecimden bahsetmek istiyorum. Annemin çok uzun süre kanserle mücadelesi olmuştu. O süreç içinde hastalıklarda beslenme neyi nasıl yemeliyiz, kendimize nasıl bakmalıyız gibi bir araştırma sürecimiz olmuştu.  Yedi sekiz yıla yakın bu alanda eğitim süreçlerim oldu. Tüm zamanımı dünyayı da gezerek bu alanda kendimi yetiştirmek için değerlendirdim. O yüzden aslında Hatice Teyze ürünleri çıktı. Annemi kaybedince de Bodrum’a yerleştim ve bitki biliminde master yaptım. Bütün ürünleri de ya kendi ihtiyaçlarım ya da arkadaşlarımın ihtiyaçlarından esinlenerek oluşturdum” açıklamalarında bulundu.

SÜRECE ZEYTİNYAĞI İLE BAŞLADIK

Üretim sürecine öncelikle zeytinyağı ile başladıklarını ve sonrasında üretim sürecini şekillendirdiklerini kaydeden Tan, “Sürece önce zeytinyağı ile başladım. Sonrasında sabun üretimlerimiz başladı arkasından reçel üretimlerimiz, salça üretimlerimiz başladı. Sonrasında güzellik alanında da çalışmalarımız oldu. Kozmetik alanında sürece başladık ve bu günlere kadar geldik. Şu anda en çok tutulan ürünlerimizden birisi Eşek Sütlü ürünlerimiz. Onun da eğitimi Fransa’da aldım. Anne sütüne en yakın süt eşek sütüdür aslında. İyi bir zeytinyağı ile birleştiğinde de cilde bir şifa kaynağı oluyor. Özellikle egzama hastalığı olanlar için inanılmaz faydalar sağlıyor. Daha çok ciltteki leke üzerine fayda sağlayacağını düşünmüştüm ancak alerjik rahatsızlıklar için de çok ciddi geri dönüşler aldık” dedi.

KENDİ DOĞASINDA YETİŞEN ÜRÜNLER OLUŞTURMAK İÇİN ÇALIŞIYORUZ

Hibrit tohum kullanımının risklerinden bahsederek tamamen yerli tohumlarla yapılan ürünlerin kalitesine dikkat çeken Tan, “Gelişen çağda gıda kirliliği çok fazla. Bir GDO bir de Hibritsendromumuz var. Hibrit tohum herkesin yakından tanıdığı bir şey aslında. Çiftçinin de köylünün de kullandığı aslında hibrittohum. Kısır tohum yani. Bizim derdimiz bunun dışında kendimiz tarafından kontrol edilebilirlik. Hiçbir ilaçlamanın kullanılmadığı kendi doğasında yetişen ürünleri oluşturmak için çalışıyoruz. Bugünlerde bir ıspanak krizi yaşandı olayın en güzel örneklerinden birisi aslında. Köylü zaten mecbur gidip bir ziraattan almak zorunda. Aldığı tohum yine hibrittohum olduğu için sorunlu. Kime güveneceğiz ne yiyeceğiz büyük problem. Tek çare kapalı kutuda bir şey yememek” diye konuştu.

YAPMIŞ OLDUĞUMUZ ÜRÜNLER KENDİ YETİŞTİRDİĞİMİZ BİTKİLERDEN ELDE EDİLİYOR

Yapmış oldukları üretimlerin tamamen kendi yetiştirdikleri ürünlerden elde ettikleri özlerle oluşturduklarını söyleyerek organik ürünlere dikkat çeken Tan, “Yaptığımız bütün ürünler kendi yetiştirdiğimiz ve kendi kontrolümüz altında olan bitkilerden elde ediliyor. Yetiştiremediğimiz bitkilerden asla bir ürün elde etmiyoruz. Güzellik tarafında da şu yönde geliştik. Ne yaparsanız yapın her türlü güzelleşmenin temeli beslenme ile başlıyor. Beslenme iyi değilse hiçbir şey yolunda ilerlemiyor. Bu yüzden cilt ürünleri de geliştirerek cildi hem içerden hem de dışardan beslemeye çalışıyoruz. Dışardan alınan birçok sabunun içinde mutlaka bir kostik vardır. Sabunlardaki farkımız bu. Sabunlarımız neden yapılıyorsa orijinal bitki yağlarını kullanıyoruz. Yine geliştirdiğimiz tonikler var, kremler var maskeler var” ifadelerinde bulundu.

ZAYIFLAMAYI BİTKİ YAĞLARI İLE SAĞLIYORUZ

Zayıflama üzerine geliştirdikleri yağlardan bahseden Tan, “Kapsülle bir şey içmeye inanmıyorum. Kilo vermek kadınlar için büyük sorun. Her türlü kilo verme tekniklerini araştırdım ve denedim. Kilo verme hususunda her cilde göre bir yağ geliştirdik. Zayıflama üzerine yabani enginar ile maydanoz yağı oluşturduk. Çörek otu yağı da yaptık. Artık bilgiye ulaşmak çok kolay. Aldığımız ürünlerin nasıl yapıldığının iyi araştırılması gerekiyor” dedi.