Toplumun hemen hemen yüzde 25 inde var olan romatizmal hastalıklar hakkında gazetemize özel açıklamalarda bulunan İç Hastalıkları ve Romatoloji Uzmanı  Dr. Hasan Kılıç, romatizmal hastalıklarda çok önemli hususlara dikkat çekerek bu hastalık türlerinde uygulanan tedavi türleri hakkında açıklama yaptı.  Romatizmal hastalıkların tedavi sürecinin uzun olduğuna değinen Dr. Kılıç, “Erken tanı ve teşhis hayat kurtarır. Romatizmal belirtileri taşıyan herkesin muhakkak hekim kontrolünden geçmesi gerek. Romatizmal  hastalar sabırla tedaviyi sürdürmelidirler” dedi.

ROMATİZMAL HASTALIKLARDA TEDAVİ UZUN SÜREÇLİ BİR YOL

Romatizmal hastalıklarda vücuttaki bağışıklık oranlarına dikkat çeken Kılıç, “Romatizma vücudun kendi dokularına karşı ortaya çıkarttığı bağışıklık yanıtıdır. Yani kendi silahıyla kendisini vuruyor diyebiliriz. Tedaviyi uzun süre yaptığınızda vücut daha az bağışıklık ortaya çıkarabiliyor ya da çıkartmaya biliyor. İkinci bir uyarıcıyı vücuttan alana kadar bağışıklık çıkartmıyor vücut. Romatizmanın asıl kaynağının ne olduğu henüz bilinmiyor ama kişilerde bir yatkınlık var. Bu yatkınlığın üzerine çevre faktörü de eklenince romatizma denilen hastalık ortaya çıkabiliyor” diye konuştu.

BU BELİRTİLER VARSA DİKKAT!

Romatizmal  hastalıkların belirtilerinden bahsederek bu belirtilerin hissedilmesi durumunda hekime başvurulması gerektiğinin altını çizen Kılıç, “İnsanlar eklemlerinde ağrı hissettiği an ve bu ağrılara neden bulamadıklarında muhakkak ki romatoloğa gitmesi gerekiyor. Hafıza bozukluğu, görme bozukluğu, eklem hareket açıklığının azalması, vücutta ortaya çıkan şişlikler, kanlı balgam, idrar renginin değişmesi, ağızda yaraların çıkması görüldüğü an romatoloğa gidilmesini öneriyoruz. Bu belirtiler romatizmal hastalıkların göstergesidir” ifadelerine yer verdi.

ERKEN TANI VE TEŞHİS HAYAT KURTARIR

Romatizmal hastalıklarda sürdürülen tedavi yöntemlerinden bahsederek bu hastalık türlerinde erken tanı ve teşhisin önemine değinen Kılıç, “Romatizmal hastalıklar kalıcı hastalıklardır fakat iyi tedavi ile hastalıksız ömür sürmek mümkün. Düzgün takip, erken tedaviye başlama  en önemli çıkış noktamızdır. En ufak şikayette Romatoloğa gidilmesini öneriyoruz. O zaman dokularımızda kayıplar söz konusu olmadan tedaviye başlarız. Eklem içi enjeksiyonlar yapıyoruz ve toplumda yanlış bir algı var. Bu enjeksiyonu eklem iltihabında yapmaz isek çok uzun zaman ve yüksek dozda kortizon kullanmak zorunda kalacak hastalarımız. Yüksek kortizonlu ilaçlar da hatalarda kalıcı hasarlar bırakabiliyor. Enjeksiyondan sonra bir haftalık süreçte yüzde 90 ağrılar azalıyor. Bu yüzden hastalarımız biz hekimlere güvensinler. Önerdiklerimizi yapsınlar. Kazanacak olan hastalarımızdır. Hastalarımız iyi olunca bizler de mesleki olarak tatmin olacak ve mutlu olacağız” dedi.

KULLANILAN İLAÇLAR ASLA BIRAKILMAMALI

Romatizmal hastaların tedavi sürecindeki ilaç kullanımının önemine değinerek düzensiz kullanılan ilaçların vücutta hasar bırakabileceğini söyleyen Kılıç, “Hastalarımızdan biz şunu istiyoruz. Kullanılan ilaçlara riayet etsinler. Biyolojik uygulamalardan sonra ilaç da belli bir süre kullanınca ağrılar ve şikâyetler yüzde 90 oranında azalıyor. Bunu gören hasta ben iyileştim diye ilaçlarını asla ama asla bırakmamalı. Bunu yaparsanız dizginlediğimiz önüne set çektiğimiz hastalık daha da şiddetlenerek hastanın karşısına çıkar. İlaçlarını bırakan hastalarda beyin, damar, göz gibi birçok organda geri dönüşü olmayan hasarlar da bırakabiliyor. Hastanın beyin damarı tıkandığı zaman beynin o dokusunu kaybediyoruz. Bazen kullanılan ilaçlar yan etki de gösterebilir. Bunu gören hasta korkup başka birimlere de gidebiliyor. Aslında yine bize geldiklerinde bu yan etkiyi kolay bir şekilde ortadan kaldırabiliriz” açıklamalarında bulundu.

ROMATOLOG SAYISI OLDUKÇA AZ

Romatolog sayısının azlığına değinerek romatologların yetişmesinin önündeki engelleri açıklayan Kılıç, “Bu alanda hekim sayısı gerçekten az. Çünkü getirisi çok değil. Sistem puan üzerine olduğu için diğer bölümlerde daha fazla puan alınıyor. Bu alanda gerekli desteklerin eksik olduğun düşünüyorum. Yine romatolog yetiştiren hastane sayısı çok sınırlı. Romatoloji alanında yeni hekimlerin yetişmesi bu yüzden çok düşük. Muhtemelen önümüzdeki yıllarda bu bölüme olan ilgi artacaktır” dedi.

AHMET ATMACA