Hanlar hanı Karahan bir gün yanına avcı’sını da alarak ava çıkarlar, devamlı birlikte av ve ganimet paylaşımı sıkı dost yapmıştı onları.

     Gökyüzü açık, sakin bir hava ama gök yüzünde heybetli bir ŞAHİN, öyle ki karahan ve avcı gururla seyrederek ormana daldılar, rutin bir avdı onlar için,aranıyorlardı, açık orman alanında, tepede yine ŞAHİN süzülüyordu  -ben buradayım dercesine.Avcı ve Karahan sanki Şahin’in gölgesinde gurur ve güven vardı içlerinde.Ava her gittiklerinde Ormanın Hakimi Aslan çıkardı karşılarına ,

Yorulmuşlardı,Toprak Zemine oturdular sohbete dalmışlardı ki Av alanı Aslanı’da çıktı karşılarına, yanında da yeni doğan-oğlu vardı Aslan’ın.

Sanki Karahan, Avcı,aslan,yenidoğan oğlu dostluk ortamında doğanın güzelliğini paylaşıyorlardı.

Yukarıda Şahin altlarında toprak huzurlu bir gündü sanki

      Ama oda ne?

Adamın biri çıkmış ortaya ve Aslan ,yenidoğan oğlun’a cephe alarak yayı germiş atmak üzere, doğal ortam bozulacak Karahan –Avcı şaşkın bakmışlar süzülen ŞAHİN’e sanki yardım ister gibi.

Görünüş o ki ŞAHİN’de rahatsızdı bu hesapta olmayan ortamdan.Ok yayda aslan ,yenidoğan oğlu hedefte avcı-karahan şaşkın şaşkın düşünürken Avcı düşünmüş düşünmüş adama ok atma desem olmaz  atsa olmaz sonra dönmüş Hanlar hanı Karahana ,

- Avcı Topla pılını pırtını çıkalım biz bu ortamdan demiş ve giderken aklına bir fikir gelmiş,geçmiş yaydan hazır okun karşısına ,

-Adam,Adam demiş bırakırsan yaydan oku tepede ki ŞAHİN alır kelleni  diye atmış ortaya lafı ve top ŞAHİN’de.

Adam bir karahan-avcı’ya,bir de okun hedefinde ki Aslan ve yeni doğan-oğlu’na bakmış bir de korkuttukları tepede ki ŞAHİN’e.

Adam gülmüş

Bu nasıl Dünya demiş ,

Han Kaçıyor avcı kaçıyor Aslan-Yeni doğan  oğlu huzursuz umut tepede ki ŞAHİN’de.

Hani derler ya pilavdan dönenin kaşığı kırılsın çekmiş yayı,bırakmış oku ve geriye de dönmemiş... 

Adam giderken mırıldanarak vay sizin heybetinize tavrınıza diyerek dönmüş gitmiş.

<?xml:namespace prefix = o ns = 'urn:schemas-microsoft-com:office:office' />