Kahramanmaraş merkezli depremler sonucunda ortaya çıkan tehlikelerden birinin de “Asbest” olduğunu
belirten Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu proje ile ilgili şunları söyledi: “Yıkılan binaların enkaza dönüşmesi
sonucu havaya yayılan asbest; enkazların taşınması ve ağır hasarlı binaların yıkımı sonucu rüzgâr, su,
toprak vasıtasıyla kilometrelerce alanı etkilemiş ve etkilemeye devam etmektedir. Asbest mineralleri
depremin bizlere bıraktığı korkunç bir mirastır ve bu minerallerin insanlara verdiği zararların yanı sıra
günlük hayatta oldukça fazla tükettiğimiz bitkilere verdiği zararları da düşünmek gerekmektedir. Asbest
kirliliğinin doğadaki yabani bitkiler ile tarımı yapılan bitkisel ürünler üzerinde herhangi bir etkisi olup
olmayacağı merak konusudur. Asbest mineralleri bitkilerin gelişimini olumsuz yönde etkilerken bir yandan
da metal birikimine sebep olmaktadır. Bu durum deprem bölgesinde yetişen birçok bitkinin asbest ve metal
kirliliği tehlikesi altında olabileceğini gözler önüne sermektedir.”
Desteklenmeye hak kazanan proje ile; halk arasında “sarı kantaron” olarak bilinen ve daha çok doğadan
toplanarak alternatif tedavide kullanılan Hypericumperforatum L. Bitkisi ile sofraların vazgeçilmez sebze ve
baharatı olan kırmızı biber olarak bildiğimiz Capsicumannuum L. Bitkilerinin deprem bölgesindeki yıkıntılar
sebebiyle etrafa yayılan asbestten etkilenip etkilenmeyeceğinin araştırılacağını belirten Prof. Dr. Şekeroğlu,
“Literatür verilerinde daha önce asbestli toprakların bitkiler üzerindeki negatif etkilerine rastlanılmakta,
ancak H. perforatum ve C. annuum bitkilerinin asbestle ve asbeste bağlı gelişen ağır metalle olan ilişkisini
ve bunların in vitro ortamda hücreler üzerindeki etkisini inceleyen başka bir çalışmayla karşılaşılmamıştır.
Dahası günümüzde, bu bölgedeki toprağın ve bu bölgedeki bitki türlerinin depremin yarattığı yıkım kaynaklı
asbest ve metal kirliliğinin incelenmesi ve raporlanması oldukça elzem bir konu olarak ortaya çıkmaktadır.
Çalışmada; depremde yıkımın en fazla görüldüğü Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Adıyaman ve
Gaziantep illerinden ve bu depremin etkilemediği Manisa ve Aydın illerinden H. perforatum yaprak ve C.
annuum meyve kısımları ve bu bitkilerin yetiştikleri topraklar toplanarak; SEM-EDS yöntemi ile asbest
analizleri gerçekleştirilecek. Aynı örneklerin ağır metal konsantrasyonları da belirlenerek asbest-ağır metal
korelasyonu değerlendirilecek. Böylece asbestin bitkinin gelişimi ve sekonder bileşenleri üzerindeki etkisi
de ortaya çıkarılmış olacak. Çalışmanın in vitro aşamasına kadar olan kısmı Gaziantep Üniversitesi Uluğ
Bey Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (ULUTEM)’nde yapılacak olup, in vivo çalışmaları diğer bir
deprem bölgesi üniversitesi olan Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, Üniversite Sanayi-Kamu İş
birliği Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÜSKİM)’nde gerçekleştirilecek. Proje sonuçlarının,
bilimsel anlamda makale, bildiri ve kalifiye araştırmacı yetiştirilmesi ve akademik gelişimimizle
sonuçlanacak; elde edilen sonuçların daha kapsamlı araştırmalar yapılarak ulusal ve uluslararası projelere
imza atmak isteyen akademisyen ve öğrencilere de katkı sağlayacak.” diye konuştu.
GAÜN ULUTEM’E TÜBİTAK 1001 DESTEĞİ
Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Uluğ Bey Yüksek Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (ULUTEM) Müdürü Prof. Dr. Nazım Şekeroğlu’nun yürütücü, Prof. Dr. M. Hakan Morcalı, Doç. Dr. Yusuf Yılmaz, Dr. Başak Simitçioğlu ve KSÜ-ÜSKİM personeli Biyolog Feridun Koçer’in araştırmacı olarak görev aldığı proje, TÜBİTAK 1001 programı kapsamında destek almaya hak kazandı.
Yorumlar