Eskişehir Çağfen Koleji Kurucu Temsilcisi Serkan Zengin, üstün zekâlı çocukların eğitim alacağı okulların özelliklerini sıralarken, bu kriterlere uymayan okullarda öğrenim gören öğrencilerin yaşayacağı dezavantajlar hakkında konuştu.
Üretkenlik, sanat, liderlik kapasitesi veya özel akademik alanlarda yaşıtlarına göre yüksek düzeyde performans gösteren çocuklara üstün zekâlı çocuk denir. Bir çocuğun üstün zekâlı olup olmadığı uzmanlar tarafından belirlenirken, bu çocukların eğitimi en önemli konu olarak görülüyor. Eskişehir Çağfen Koleji Kurucu Temsilcisi Serkan Zengin, üstün zekâlı çocukların eğitimi hakkında konuştu. Zengin, üstün zekalı çocukların eğitim alacağı okulların özelliklerine değindi. Serkan Zengin, üstün zekâlı çocukların eğitim gördüğü okulda kendileri gibi öğrencilerin olmasının iletişim kurmalarını kolaylaştıracağına değindi. Ayrıca Zengin, üstün zekâlı çocukların velilerine en az 2 yabancı dil eğitimi veren okulları tercih etmelerini tavsiye etti.
“Tavsiyem en az 2 hatta 3 yabancı dil eğitimi veren bu konuda tercih etmeleri”
Eskişehir Çağfen Koleji Kurucu Temsilcisi Serkan Zengin üstün zekâlı çocukların eğitim göreceği okullarla ilgili, “Üstün zekâlı çocukların okul tercihinde dikkat edilmesi gereken 6 tane çok önemli madde var. Bunlardan bir tanesi bu okulların sosyal etkinlik ağırlıklı okullar oluyor. Çünkü çocuğun diğer öğrencilerle iletişim kurabildiği kendi özelliklerine koyabildiği alanların oluşturulması gerekiyor. İkincisi Üstün Yetenekler Programı uygulayan okulların tercih etmeleri gerekiyor ki bu çocuklar normal akademik derslerinin dışında kendilerine uygun programa da dahil olabilsinler. Bunun dışında okuldaki üstün yetenekli öğrenci sayısının fazlalığı bu öğrencilerin kendileriyle iletişim kurabileceği, aynı zamanda esinlenebileceği ve onlardan da bir şeyler öğrenebileceği, çocukların fazlalığı üstün yetenekli çocuklarda bir avantaj oluşturuyor. Bir diğer madde yoğun yabancı dil eğitiminin olması, üstün yetenekli çocuklarda çok büyük artı oluşturuyor. Çünkü bu öğrencilerin yabancı dili olan yatkınlığı diğer öğrencilere göre çok daha fazladır. Velilere bir tavsiyem en az 2 hatta 3 yabancı dil eğitimi veren bu konuda tercih etmeleri. Beşinci madde ise Üstün Yetenekliler Eğitim Programları’nda (ÜYEP) uzman kadroya sahip olup olmadığını sorgulamaları lazım. Çünkü ÜYEP konusunda uzmanlık, bu öğrencilerin belirlenmesinde ve fark edilmesinde çok büyük önem arz ediyor. En önemli unsurlardan bir tanesi de altıncı ve sonucu madde az öğrencili butik okulları tercih etmeleri gerekiyor ki bu öğrenciler kalabalık kaybolmasın. Kendilerini her zaman toplum içinde var olarak hissetsinler diye” dedi.
“Motivasyon kaybı yaşayabilirler”
Üstün yetenekli çocukların doğru okulda eğitim almamaları takdirde karşılaşabilecekleri sorunları sıralayan Serkan Zengin şöyle devam etti:
“Üstün yetenekli çocukların desteklendiğinde çok avantajı vardır ama asıl burada önemli olan dezavantajdır. Eğer üstün yetenekli çocuklar okulda yer almazlarsa inanılmaz bir motivasyon kaybı yaşayabilirler. Akademik gerileme yaşayabilirler ve kendilerini diğer öğrencilerden farklı hissettiği ve kendilerini aşağıladığını düşündüğü için sosyal izolasyona girmeye başlayabilir ki bu çok büyük bir risk ve bu onlarda bir duygusal zorluk oluşturur ve olumsuz etiketleme ile birlikte kendilerini dışlanmış, toplumdan uzaklaşmış ve okula ait hissetmemeye vardır. Toplum tarafından veya arkadaşları veya öğretmenlerin onlara övmeleri ‘sen harikasın üstü yeteneklisin’ gibi kavramları ortaya çok koylarından kaynaklı süper ego ortaya çıkabilir. Bu süper egonun ortaya çıkması bu öğrencilerde daha fazla çalışmamaya, daha fazla emek vermemeye zaten ben iyiyim demeye sebep olabileceğinden dolayı süper ego üstün zekâlı çocuk için dezavantajdır.”