Bu nasıl bir başlık “ Çocuğunu tanımayan mı var? Bençocuğumu tabi ki iyi tanıyorum” diyenler olmuştur. Oysa bir çocuğu tanımak, bir yetişkini tanımaktan daha zor olabiliyor bazen…
Ama ne yazık ki benim yıllarca gözlemlerim ve yapılan araştırmalar ortaya koymuştur ki aileler çocuklarını yeterince tanımıyorlar. Objektif olmaktan çok sübjektif olarak bakabiliyorlar. Çünkü çocukları en değerli varlıkları.. Anne babaların objektif bakamamalarının nedeni, çocuklarını olmalarını istedikleri gibi görüyor olmalarıdır. Her anne baba başarılı, topluma ve ailesine yararlı, sağlıklı, iyi bir meslek sahibi, mutlu bir yuvası bol geliri olan ,herkes tarafından sevilen çocukları olmasını ister. O nedenle çocuğun yaramazlıkları anlatıldığında doğrudan savunmaya geçer ve benim çocuğum yapmaz” diye…
Bir anne önce çocuğunun iyi beslenmesini ister. İyi beslenirse derslerinde de başarılı olur der. Okul başarısını o kadar önemser ki anne babalar çocuklarının duygusal sorunlarına çokta dikkat etmezler. Zaman zaman anneler şikayet için gelir. “ benim çocuğumun hiç arkadaşı yok. Sınıftakiler oyunlarına almıyorlarmış, dışlıyorlarmış” diye. Başkalarını suçlamadan önce bir de arkadaşlarını dinlemeleri gerekiyor. Çocuk oyuna alınmıyor mu, yoksa oyuna alındığı zaman oyun bozanlık mı yapıyor? Bunun altında hangi nedenler var? Ya da biz anne baba olarak arkadaşlarımızla ne dara iyiyiz?
Çocuklarımızla doğru iletişim kurduğumuzda onları daha iyi anlayabiliriz. Onlarla konuşmayı denemeliyiz. Sıkıntılarını anlatmalarına fırsat vermeliyiz. “Bu anlattıklarında ne varmış geç bunları” diyeceğimize doğru sorular sorarak sıkıntılarını öğrenmeli, onları rahatlatmalıyız. Benim sınıfta uyguladığım rahatlama metotları , kendilerini ifade etme uygulamalarım vardı. Bunlardan biri bakın çocuklar bugün bizi rahatsız eden, içimizin sıkılmasına neden olan duygularımızdan yaptıklarımızdan kurtulalım mı? Derdim. Hep birlikte “Evet öğretmenim” bu yazdıklarınızı götürüp bahçede yakalım ve rahatlayalım . Veya bu yazdıklarınız benim ve sizin aranızda kalacak, kimse bilmeyecek ama biz bu sorulara çözüm bularak rahatlayacağız. Bu uygulamalarımızı okuyan öğrencilerimi gülümser gibi görüyorum…
Çocuklar o kadar saf ve temiz ki duygularını yazdıkları kağıtları yakınca of rahatladık öğretmenim diyerek mutlu olurlardı. Yakmadan yaptığımız uygulamalarımda ise bireysel olarak tek tek konuşarak çözüm üretmeye çalışırdık. Bu yolla çocuklarımı iyi tanımayı öğrenmiştim. Yazılanlardan bazılarını çocukların duygularını tanıma adına paylaşmak istiyorum.
“Annem bana arkadaşım yok diye kızıyor. Ama apartmanda tek arkadaşım olan Ayşe’yi ne zaman ize çağıralım desem kızıyor. Eve kimseyi çağırmanı istemiyorum” diyor. Ben de çok üzülüyorum. Bir başka çocuk “Arkadaşlarıma sürekli yalan söylüyorum. Ben suçlu olduğum halde arkadaşlarımı suçluyorum. Öğretmen bana inandı. Çünkü ben çok usluyum sınıfta. Bunlar beni rahatsız ediyor. Ne yapmalıyım?”
Bir başkası “ Kumbaramdan para almam yasaktı, ama gizlice aldım ve harcadım. Sınıftaki dolapları karıştırıp arkadaşlarımın özel eşyalarını almıştım. Ben yapmadım dedim. Bilerek canlarını acıttım”
Bir başkası “Annemin cüzdanından 100 lira almıştım. Harcadım. Annem çok aradı bulamadı. Benden hiç şüphelenmedi”
“Ben piyano dersi almak istemiyorum, beni zorluyorlar. Annem abam benim yüzümden kavga ediyorlar, anneme oh olsun”
Bir başkası “En çok abimi seviyorlar beni hiç sevmiyorlar. Bende kötü bir şeyler yapıyorum. Abimin üstüne atıyorum” çocukların cümleleri bunlar. Ne yazık ki bu çocuklar genelde başarılı, uyumlu, görünen çocuklar olduğu için ben bile bu yazılanlara inanmakta zorlanırdım.
Evet çocukların anne babaları önce doğrudan başlar çocukları suçlarlar. Çünkü çocukları mükemmeldir, asla hata yapmazlar. Oysa unlar sonuçta çocuk. İyiyi kötüyü, doğruyu yanlışı hata yaparak öğrenecekler. Anne baba olarak çocuklarımızı tanımaya çalışırken sorgular gibi onların yanlışlarını örenmeye çalışmak yerine, doğru sorularla suçlamadan tanımaya çalışmalıyız. Aşırı koruyucu davranışlar ve ya aşırı yasaklar ilgisizlik ve sevgisizlik bu tür davranışları ortaya koyar. “Hırsızlık, yalancılık, utangaçlık gibi olumsuzluklar…
Çocuklara şartsız sevgi göstermeli, onların kişiliklerine saygı göstermeliyiz. Demokratik anne babalar çocukları ile sağlıklı, dürüst ve güvenli iletişim kurarlar. “ Her şeyi tamam ne eksiği var ki” diye bakmamalı doğru iletişim kurmalıyız çocuklarımızla…
“Temelinde sevgi olan hiçbir eğitim başarısızlığa uğramaz. “ Pestallozi
Sevgiyle kalan…