Son 1-2 gündür sosyal medyaya, haberlere baktığımda Gaziantep ile ilgili koronavirüs yoğunluk haritası sponsorlu reklam misali karşıma çıkıyor.
- 'Ağustos ayında böyleydik, Eylül ayında şöyleydik, bakın Kasım’da ne olduk?' türünden...
Ne olduk hakikaten?
Kontrollü sosyal hayata geçmiştik ama sosyal hayat bizim kontrolümüzü eline aldı oradan oraya savurup duruyor. Hala kontrolü elinde tutmayı başaranlara ise gülünüyor.
Neden?
Çünkü, kontrolü elinde tutan çok ABARTIYOR.
İş hayatında, ailesinde, sosyal hayatında çevresine zarar vermekten korkuyor , bu yüzden abartıyor!.. Abarttığı şeyler de Maske , Mesafe , Temizlik!..
Maskeyi 1 yerine 2 tane takınca mı rahat ediyor?
Taksın…
Mesafeyi yan yana değil de, 2 metre mi istiyor?
Yapsın…
Elini 2 dakikada bir yıkayıp dezenfekte mi ediyor?
Etsin...
Belki etrafındaki abartmayan maskesiz mesafesiz hayatına devam edenler virüse yakalanmadan örnek alır, vakit geçmiş yakalanmışsa eğer abartıyor diye dalga geçtiği arkadaşının yaptıkları gelir aklına.
Abartmayanlara da küçük bir örnek...
İnsan suç işleme çizgisini çok zor geçer, çeşitli psikolojik etkileri var mutlaka...
Ama suçu 1 defa işleyip ceza gelmeyince 2.ye cesaretlenir 3,4,5,6 derken ceza gelir ve suç işleme sonlanır.
Cezalar, müeyyideler caydırıcıdır insanın aynı suçu bir daha işlememesi için zorunluluk hali işletir insanın ruhuna...
Bu örneği neden verdim?
- “Şu gün Ahmet’le görüştüm bir şey olmadı, bugün Mehmet’le görüştüm, yemek yedik bir şey olmadı, kalabalığa girdim yine bir şey olmadı vs.”
Süreç böyle devam eder ve sonunda “Geçen gün Ali ile beraberdik maske falan yoktu, pozitif çıkmış benim testimde pozitif, evdekilerde karantinadayız veyahut hastanedeyiz”
Evimizde huzurla oturmanın keyfi başkadır, tabi zorla olmazsa. Sosyal hayat özgürleşip stresimizi attığımız için iyidir.
Kısıtlı ve stresli yaşamayalım…
Sağlık; dünyadaki en büyük servettir savurmayalım...
İyisi mi gelin biz akıllanalım!
Yoksa bu kış çok sert geçer, dışarda buz gibi soğuk yüzümüze vururken içimizde ateşler yanmasın.
Sağlıcakla kalın.
