Eşinizden, arkadaşınızdan duyduğunuz olumlu ya da olumsuz iki çift çöz sizi günlerce etkileyebiliyor değil mi? Peki çocuklukta yaşadığımız olaylar, duyduğumuz sözler kişiliğimizi etkilemez mi ? Hiç sizi etkileyen çocukluk anılarını düşündünüz mu? Sizi nasıl etkiledi, hangi anılarınızı örnek aldınız, hangilerinden nefretle bahsediyorsunuz, hangi öğretmen okul hayatınızı etkiledi, okulu sevmenize ve ya okuldan nefret etmenize neden oldu?
İyi düşündüğümüzde çocuklukta yaşanan olayların yetişkinliğimizi iyi ya da kötü etkiler olduğunu göreceksiniz. Evet her çocuk kendine özeldir. Bir sözle bir davranışla çocuk değişir mi diyebilirsiniz. Ama çevresinde gördüğü olumlu ve olumsuz etkiler alışkanlık haline gelirse davranış biçimine dönüşür o nedenle çocukları dinlemeli verdiğimiz sözleri tutmalı onlarla konuşmalı hatalı olduklarında uygun bir dille uyarmalıyız. Hepsinden önemlisi sevgimizi göstermeli onlara değerli olduklarını hissettirmeliyiz. Değer vermek dinletmek değil, onları da dinlemektir. Agatha Christie şöyle der: “ Hayattaki en büyük şanslardan biri mutlu bir çocukluk dönemi geçirmektir” yapılan araştırmalara bakıldığında çocukların mutlu bir çocukluk geçirmeleri için şu önerilerde bulunulmuş: “ Bir çocuğun başlıca sorumluluğu oyun oynamaktır (ya da en azından öyle olmalıdır) bebeklikten ergenliğe kadar sadece eğlenme özgürlüğüne de sahip olmalıdır”
Çocuk Psikoloğu Prof. Peter Gray şöyle diyor: “ Çocuklar hayattaki en önemli dersi yetişkinlerden değil, diğer çocuklardan öğrenir. Çünkü yetişkinlerle etkileşimlerinde öğrenemezler. Ya da öğrenmeye çok az meyilli olurlar” çok duyduğumuz sözlerden biridir. Çevremizde “o çocukla oynayalı huyu değişti” ya da “Benim çocuk bunları bilmezdi sınıftaki ya da servisteki öğrencilerden öğrendi” sözleri Prof.Peter Gray’ı fazlasıyla destekliyor.
O nedenle mümkün olduğu kadar “Dışarı çık ve oyna” deyin. Tabi şimdiki zaman da çok kolay olmuyor bu sözü söylemek. Küçük yerlerde köylerde site içinde oturanlar için kolay. Eskiden mahalle ve sokaklar güvenliydi. Ama şimdi değil… ne yapabiliriz? Yaşıtlarıyla okul dışında oynamaları için. Nasıl fırsat yaratabiliriz? Sizin eşliğinizde parklarda arkadaşlarıyla buluşturup oynamalarını sağlayabilirsiniz. Ya da sırayla arkadaş evlerinde buluşturup oyun oynamaları için fırsat yaratabilirsiniz…
Tartışmaları ve ağır konularla ilgili sohbetleri başka yerlerde yapın. Çünkü erken çocukluk döneminde bir çocuğun beyni sıra dışı bir oranda değişir ve gelişir. Yetişkinlerin sorunlarını gördüklerinde ve işittiklerinde çocukların psikolojik durumları negatif bir şekilde etkilenir. Bu onları endişelendirir, güvensiz hissettirir. Çocuklar sizlerin tartışmalarınızı ve stresli halinizi görmezlerse daha iyi olur.
“Başkaları ile kıyaslamayın. Sizin başka bir çocukta gördüğünüz kişilik özelliklerine sizin çocuğunuz sahip olmayabilir. Kıyaslayarak onun gibi olması için baskılamanız özgüvenini ve benlik duygusunu olumsuz etkileyebilir.
“ Bireysel sorumluluk duygusu kazandırın” yani ev işleri ev ödevleri gibi sorumlulukları siz yönetmeyin. Kendilerinin yapmalarına izin verin.
“Mutlu anılar yaratın” araştırmalara göre çocukluk anılarını güzel hatırlayanlar daha yüksek ahlaklı insanlar olabiliyor. Etik olmayan davranışları eleştirebiliyor, mutlu anılar yaratırken onları nazik huzurlu sakin bireyler olarak hayata hazırlıyor olabiliriz.
Kısaca çocuklar gördüklerinden, duyduklarından çok etkilenir. Eğer bizler olumlu davranışlar sergileyebilirsek çocuklar aynı şekilde karşılık verebilir. Önce biz mutlu olmalıyız. Bu mutluluk davranışlarımıza yansımalı ki çocuk bu durumdan kendine mutluluk payı çıkartsın. Her zaman söylediğim gibi çocuklar bizim geleceğimiz. Onların bize ihtiyaçları var ama bizim onlara hem ihtiyacımız aynı zamanda onlara karşı sorumluluklarımız da var. çocuklarımızın çocukluk dönemlerini güzel anılarla doldurmaya ne dersiniz. Çocuklarımızın çocukluk dönemini güzel anılarla doldurmaya ne dersiniz? Evet dediğinizi duyar gibi oluyorum… Sevgi ile kalın…