Neden kız çocukları? İlk anda cinsiyet ayrımı gibi geliyor aslında… Çocuk kız ya da erkek ne fark eder ki… Hepsi hassas, duygusal, kırılgan, alıngan… Ama hepsinin de sevgiye ve korunmaya ihtiyacı var. Dikkatle bakın gözlerine ışıl ışıl… hepsi sizden ilgi istiyor, sevgi istiyor… Hepsi sizden bir şeyler öğrenmek istiyorlar. Biz ne öğretirsek onu öğreniyorlar, bizden ne görürlerse onu uyguluyorlar. Çocuk bunlar…
Peki neden Dünya Kız Çocukları Günü o zaman? Çünkü; dünyada ve yaşadığımız topraklarda kız çocuklarına ikinci sınıf muamelesi yapılmış, aşağılanmış. Dilimize yerleşmiş bir deyim var hatta… Kalabalık bir gurupta ani sessizlik yaşanırsa kız doğdu her halde diyerek espriler yapılır. Çünkü kız doğduğunda üzüntü yaşandığından sessizlik yaşanırmış. Yaşadığımız toplumun bir çok kesiminde kızlar kahve içmez, kızlar sokağa çıkmaz, kızlar ev işi yapar, kızlar miras almaz, sus kızlar konuşmaz gibi vs. Örnekleri uzatabiliriz. Bunları duyarak büyüdük. Kendi çevremizde azalsa bile ülkemizin büyük bölümünde kız çocuklarıyla ilgili görüşler çok değişmiyor.
Dünyada yapılan araştırmalar sonucu veriler gösteriyor ki 18 yaşın altındaki kız çocuklarından 32 milyonun ilkokula, 29 milyonunun ise ortaokula devam edemediğini yaşam boyu başarı için gerekli olan bilgi birikimi yetenek ve alışkanlıklarını kazanmaktan mahrum bırakıldığını gösteriyor.
Dünyada her üç kız çocuğundan birisi 18 yaş ve öncesinde her 9 kız çocuğundan birsi 15 yaş ve öncesinde evlendiriliyor. Birleşmiş Milletler Nüfus Forumu (UMPA) toplumsal cinsiyete dayalı şiddet Başdanışmanı, “2019 yılı itibariyle cinsiyet ayrımcılığı yüzünden yaşamı elinden alınan 130 milyondan fazla kayıp kız çocuğu var. Kimse bunu duymak, bilmek istemese de dünyada daha milyonlarca kız çocuğu doğmadan öldürülüyor “dedi.
İşte bunlar gibi bütün araştırmalardan sonra kız çocuklarının önemini ve onlara yapılan cinsiyet ayrımcılığını ve eşitlik kavramını dile getirmek adına “Dünya Kız Çocukları Günü” anlam ve önem kazanıyor.
Türkiye, Kanada, Peru tarafından yapılan girişimler sonucunda kız çocuklarına karşı ayrımcılığın önlenmesi ve onların insan haklarından tam ve etkili bir şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla hazırlanan tasarı 193 üyeli Birleşmiş Milletler Kurulu’nda 2012 yılından beri 11 Ekimin “Dünya Kız Çocukları Günü” olarak kutlanmasını onaylamıştır.
Birleşmiş Milletler verilerine göre özellikle orta ve düşük gelir guruplarındaki ülkelerde yaşayan kız çocukları ve genç kadınlar cinsiyet ayrımcılığı yoksulluk ve diğer dezavantajlara göğüs germek durumunda kalıyor.
Bu kadar farkındalıktan sonra biz anne babaların eğitimcilerin yapması gerekenler var. kız çocuklarına öncelikle kimliklerini verelim. Yani “Erkek gibi kız” yerine “Kız gibi kız” olmasıyla gurur duyularak büyütülmeleri gerekiyor.
Kız olmanın eziciliği ile yaşaması yerine yürekli, cesur, korkusuz, saygılı, değerlere önem veren kişiliğe bürünmesine yardımcı olmalıyız. Annem babam arkamda değilse “Ben kocama muhtacım, mecburum. Onun yaptıklarını çekmeye” demeyen kendi ayakları üzerinde dik durabilen kız çocukları yetiştirelim. Çalışıp üretebilen, kendi kendine yete bilen ama ailesine de değer veren nitelikte kız çocukları yetiştirelim. Hayal eden hayallerinin peşinden koşmayı sevmeyi el ne der diye ertelemeyen kız çocukları yetiştirelim. Fikirlerini özgürce söyleyebilen, hayır demeyi bilen, kendisi ile barışık kız çocukları yetiştirelim.
Kendisini seven, kendisiyle barışık, özgüvenli, kendi işini kurabilen ve ya bir işte çalışarak kendi parasını kazanabilen kız çocukları çevresinde ve ailesine ışık olur rehber olur.
Her çocuk bizim için önemlidir, değerlidir. Yeter ki onlara sevgiyle dokunalım. Gerekli bilgi ve becerileri kazanmalarına yardımcı olalım. İnsan olmanın bilinciyle yetiştirelim. Modern ve çağdaş Türkiye’nin kurulmasında Mustafa Kemal Atatürk, kadınlara hep değer vermiş. Bugünün kız çocukları yarının aydın kadınları olacaktır “Şuna inanmak lazımdır ki Dünya üzerinde gördüğümüz her şey kadının eseridir “demiştir.
Aydınlık bir gelecek adına Dünya Kız Çocukları Günü kutlu olsun. Sevgiyle kalın…