Yine bir 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü güzel sözler, çiçekler, yemekler eşliğinde geçirdik. Hep bir sevindirici haber bekledik. 3600 gösterge gibi. Çalışan ve emekli öğretmenlerimizin maaşlarında iyileştirme gibi. Seçimler sırasında memurlara ek gösterge sözü verildi. İlk yüz günlük eylem planında yoktu 3600 ek gösterge. 13 Aralık 2018 tarihinde açıklanan ikinci yüz günlük eylem planında ise sadece öğretmenlere 3600 ek gösterge verileceği söylendi. Bir yıl geçti ama maaşlar enflasyonun altında kalmaya devam etti. Sadece maaşlar değil sorunlar da tabi. Sözleşmeli, ücretli öğretmenler…

Şu kısacık ara tatilde bile “ücretli tarım işçileri” gibi ücretli öğretmenlerin asgari ücretin altındaki maaşlarından ücretleri kesiliyor. Atanamayan öğretmenler ayrı bir sorun.

Eğitimin iyileştirilmesi gerektiği konusunda herkes fikir birliği içerisinde. Ama ne yazık ki iş icraata gelince ortada bir şey yok. Ara tatil başladı, karneler değiştirilecek vs. ara tatilin çocuklara bir yararı olmadığını inananlardanım. Bu tatil sürecinde ilk orta ve lise öğrencilerine sordum. Maalesef onlar da memnun değildi. Okullar açılır çocukların sınıf ortamına alışmaları çok da kolay değildir. İşin mutfağında olan öğretmenler, Eylül ayını çocukları motive ederek konuları işlemeye çalışırlar. Eylül alışma ayıdır. Ekim, Kasım ayları konuların ilerlemeye başladığı artık çocuklar kıvama girdi dediğimiz aylardır. Tam her şeyi oturttum dediğiniz ayda araya bir tatil giriyor. Biz öğretmenler bayram tatilleri bile uzun olduğunda üzülürüz. Tatil sonrası yeniden okula alışma seansları başlayacaktır. Kolay gelsin öğretmen arkadaşlarıma.

Sınıf içi uygulamalar dışarda alınan kararlarla farklılık gösterir. Alınan kararların uygulayanlara da sorulması yerinde olur diye düşünenlerdenim.

“Dünyayı değiştirmek için kullanabileceğimiz en güçlü silah eğitimdir” Nelson Mandela.

Bu kadar güçlü bir silahı doğru kullanabilmek için eğitimin altyapısı oluşturulmalıdır. Müfredat çağın gereklerine uygun geliştirilmelidir. Okulsuz köy öğretmensiz okul kalmamalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı 2019 yılına kadar tam gün eğitime geçileceğini eksik derslik kalmayacağını açıklamıştı. Ama maalesef hala ikili eğitim ve birleştirilmiş sınıf uygulamaları devam etmektedir. Sınıf mevcutları halen kalabalık, laboratuvar kütüphane, spor salonları, müzik odaları, konferans salonları vs olması gerekir okullarımızda. Ama eksik. Tüm bu sorunlarla geçirdik bir 24 Kasım’ı daha.

Ülkemizin kalkınması için herkesin iyi bir eğitim alma hakkı vardır. İyi bir eğitimin temelinde öğretmenlerin sorunları çözümlenmiş,  mutluluk içinde olmaları var. Öğretmen mutlu olmayınca mutlu insanlar yetiştiremez. Ekonomik kriz yaşayan öğretmenler gazete ve kitap için para ayıramaz duruma geldiler.

Tüm bu sorunlara rağmen, öğretmenlik ruhuyla öğretmen için tüm güçlerini harcarlar. Onlar için itibarlı iyim bir öğretmen olmak her şeyin üstündedir.

Öğretmenler gururludur. İtibarlı olmayı hak ediyorlar. Bu arada itibar vali olmak değildir. Öğretmenler gününde öğretmen sandığı bir vatandaşı azarlamak değildir. Makamlar insanları itibar sahibi yapmaz. İnsanlar makamları itibarlı hale getirirler. Bunun için de iyi bir eğitim almış olması gerekir. Vali olmak yetmiyor.

Her şey eğitimle güzelleşir diyoruz. Eğitimsiz toplumlarda şiddet de vardır korku da. 25 Kasım kadına karşı şiddetle mücadele günü olarak kutlanıyor. Neden mi? 25 Kasım 1960’da önce cinsel saldırıya uğrayan, sopayla dövülerek katledilen Mirabel kardeşlerin mücadelesi anısına Birleşmiş Milletler Genel Kurulu 1999’da 25 Kasım’ı “Kadına Yönelik Şiddetin Ortadan Kaldırılması İçin Uluslararası Mücadele Günü” ilan etti. Peki ilan edildi de şiddet bitti mi? Hayır. Sistematik olarak artarak devam ediyor. Haklarını arama gününde bile üzerlerine biber gazı sıkılarak coplanabiliyorlar. Biz toplumu eğitmezsek böyle de devam eder gider. Mücadeleci öğretmenlere ihtiyacımız var. Yılmak yok mücadeleye devam. Çünkü kadınlarımız daha güvenli bir dünyada insan onuruna yakışır, eşit bir hayatı hak ediyor. Kadınlarımız geleceğimizi şekillendiren varlıklardır.

Geleceğimizi şekillendiren diğer bir unsur da öğretmenlerimizdir. O nedenle ikisinin de onurlu ve itibarlı bir hayat sürmeleri geleceğimizi şekillendirirken çocuklarımıza huzurlu ve güvenli bir yaşamı vaat eder.

En değerli varlığımız olan çocuklarımızın hayatlarına sevgi ile dokunan öğretmenlerimizin ve kadınlarımızın tüm sorunlarından arındırılmasını diliyorum.

“Gelecek nesillerimiz adına umut bağladığımız gerçek güç öğretmenlerimizdir” sevgiyle kalın.