Mustafa Kemal’in kağnısı

Mustafa Kemal'in kağnısı derdi, kağnısına

Mermi taşırdı öteye, dağ taş aşardı.

Çabuk giderdi, çok götürürdü Elifçik,

Nam salmıştı asker içinde…

 

Durdu birdenbire Kocabaş, ova bayır durdu,

Nazar mı değdi göklerden, ne?

Dah etti, yok. Daha dedi, gitmez,

Ta gerilerden başka kağnılar yetişti geçti gacır gucur

Nasıl dururdu Mustafa Kemal'in kağnısı.

Kahroldu Elifçik, düşünceden düşünceden…

 

Kocabaş yığıldı çamura,

Büyüdü gözleri, büyüdü yürek kadar,

Örtüldü gözleri örtüldü hep.

Kalır mı Mustafa Kemal'in kağnısı, bacım,

Kocabaşın yerine koştu kendini Elifçik,

Yürüdü düşman üstüne, yüceden yüceden…

                                        (Fazıl Hüsnü Dağlarca)

 

Kurtuluş Savaşı’nda zor mücadeleler vererek bu güzelim ülkeyi bize emanet eden erkeklerine omuz veren kahraman milli mücadele kadınlarını elifciği ve yüzlerce yürekli kadını minnet ve şükranla anarak başlıyorum.

Bir ulusun kaderinin değiştiği gün olarak andığım 19 Mayıs 1919. Yine içimiz kıpır kıpır. Yine aynı heyecan. Atatürk’ün yaktığı ışık içimizi ısıtan… Milli Mücadele ruhu. Birlik beraberlik, dayanışma…

Atatürk Türkiye’sinin laik Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerinin atıldığı zorlu mücadelenin başladığı gün 19 Mayıs 1919… Türk Milleti’nin tarihi kahramanlıklarla doludur. Birçok sıkıntılı dönemden geçilerek bu kahramanlıklara imza atılmıştır. Birinci dünya savaşı sonunda ülkemizi işgal etmeye çalışan işgalcilere karşı Türk halkı birlik olup Mustafa Kemal’in önderliğinde ulusal bir Kurtuluş Savaşı başlatmıştır. Bu zorlu mücadeleyi toplumun bir kesimine mal etmek haksızlık olur. Cephede ve cephe gerisinde kadın erkek genç yaşlı çocuk hep birlikte vatanı kurtarma mücadelesi vermiştir. Ben bu yazımda kahraman kadınlarımızı anlatmak istiyorum.

Kurtuluş Savaşı bizim ulus olarak var olma mücadelemizdir. Türk Milleti’nin var olma savaşında kadınlarımız cephede ve cephe gerisinde yer alarak milli mücadelenin kazanılmasına katkı sağlamışlardır. Cephe gerisinde yaralılara bakma, askere yiyecek, giyecek, sigara, para ve eşya temin etme kağnılarla cepheye silah ve erzak taşıma…

Erkeklerden kalan işlerde ve tarlalarda çalışarak üretimi sürdürme askere çorap fanila dikme cephane imalathanelerde amele taburlarında çalışmak ve yardım toplamak gibi (Atatürk Araştırma Merkezi)

Ayrıca İstanbul’da İzmir’de Anadolu’nun her yerinde kadınlar mitingler düzenleyerek işgali protesto ederek tepkilerini göstermişlerdir. Türk Halkını düşmana karşı birlik olmaya çağıran Türk kadını vatanını bağımsızlığını ve namusunu erkeği ile birlikte korumaya kararlı olduğunu örgütlenerek göstermiştir. Milli Mücadeleye kararlılıkla katılışlarını gösteren en önemli olay merkezi Sivas’ta olmak üzere Anadolu kadınları, Müdafaa-i Vatan Cemiyeti’nin kuruluşudur. İstanbul Hükümeti’ne karşı zaman zaman protestolar yayınlayan Milli Ordu’ya para ve mal yardımı kampanyaları düzenlemiş Heyet-İ Temsiliye ve Ankara Hükümeti ile ilişkilerini sürdürmüş Mustafa Kemal’in takdirlerini kazanmışlardır. Kurtuluş Savaşı’nın yokluklar zorlular içinde kazanılmasında katkı sağlayan kadınlarımızı ismini  kadınlarımızın şahsında hepsini saygı ile minnetle anıyorum.

Halide onbaşı (Halide Edip Adıvar)1919 yılında İstanbul halkını ülkenin işgaline karşı harekete geçirmek için yaptığı konuşmaları ile zihinlere yer etmiştir. Usta bir hatiptir. Kurtuluş Savaşı’nda Mustafa Kemal’in yanında görev yapmıştır.  Sivil olmasına rağmen rütbe alarak bir savaş kahramanı sayılmıştır. Savaş sırasında Anadolu Ajansı’nın kurulmasında rol alarak gazetecilik yapmıştır.

Şerife Bacı: Kurtuluş Savaşı’nda yaşlı kadın ve erkekler ile birlikte İnebolu’da bulunan cephanelerin Ankara’ya götürülmesinde çocuğu ve kağnısı ile yer almıştır. Kış şartları sebebiyle Aralık 1921’de öldü. Anlatılanlara göre cephane ıslanmasın diye battaniyesini cephaneye sarmış bebeğine sarılmış onun donmaması için çaba göstermiş. Onları korumuş ama kendi şehit olmuştur.

Nene Hatun: 3 aylık bebeğini bırakıp cephede savaşmaya katılır. “ Çocuğun küçük sen dön” derler . Nene Hatun tarihe geçecek şu sözleri söyler “Bebem anasız büyür de vatansız büyüyemez der”

Gaziantepli Yirik Fatma: Gaziantep’in Fransızlar tarafından henüz bütünüyle kuşatılmadığı sırada baskın haberini alınca cenk elbisesi giyerek Şehreküstü Mahallesi’nden Yirik Fatma çete teşkilatına katılmıştır. Gelmesini istemeyenlere “Benim kanım sizinkilerden daha mı şirindir? Gadanızı alayım!” diyerek akıncılarla birlikte yola çıkmıştır. İki gün iki gece düşman nakliye kolunu beklemişlerdir. Bu arada çetelerin dinlenmesi için geceleri nöbet tutmuştur. Bekledikleri düşman gelmeyince cenk edemeden geri döndükleri için üzülmüştür. Yirik Fatma, yaşlı bir kadın mücahidimizdir. Antep Harbi’nde eline Türk Bayrağı alarak sokak sokak gezen ve halkı  direnişe ve savaşa davet eden Gaziantepli yiğit anamız. Antepliler yiğittir ama Antep kadınları başka yiğittir. Bunlar birkaçı…

Asker Saime, Tayyar Rahmiye, Binbaşı Ayşe Halime Çavuş, Nezahat Onbaşı, Gördeşli Makbule, Çete Emir Ayşe ve daha yüzlercesi… ruhları şad olsun.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 1919’dan 1923’e ilmek ilmek işleyerek Cumhuriyeti kurdu. Ama asıl bundan sonra onu ileriye taşıyacak gençliğe de söyleyecekleri vardı.

“Sizler, yeni Türkiye’nin genç evlatları.  Yorulsanız da beni izleyeceksiniz. Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler asla ve asla yorulmazlar. Türk gençliği amaca bizim yüksek ülkümüze durmadan yorulmadan yürüyecektir”  “Bütün ümidim gençliktedir”

Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere aziz şehitlerimizi ve vatan savunması için canlarını ortaya koyan herkesi saygı, sevgi ve minnetle anıyorum. Sevgiyle kalın.